
Mustafa Denizli mactan hemen sonra kendisine uzatilan mikrofonlara soyle diyordu: "Mactan once belki 50 defa korner atip duran top savunmasi calistik , bunlarin hicbiri gol olmamisti, ama macta oldu." Evet, gercekten de ilk yarida 2 gol birden yemek Mustafa Denizli'nin hesabinda yoktu, hele Cisse'nin atilmasi ve takimin 10 kisi kalmasi hic yoktu. Bazen her ne kadar butun tedbirleri alsaniz da, ince eleyip sik dokusaniz da isler istediginiz gibi gitmeyebilir, cunku sizin disinizda gelisen bazi faktorleri kontrol etmeniz mumkun degildir. Bu ortamda Denizli'nin butun planlari alt ust oldu, ikinci yarinin hemen basinda Holosko ve Bobo'yu oyuna sokacakken bunu 70.dakika'ya kadar ertelemek zorunda kaldi. Mactan sonra spor yazarlarinin cogunlugu Denizli'yi korkaklikla sucladilar. Bunlari gorunce "Acaba ben baska bir mac mi seyrettim?" diye kendime sormadan edemiyorum. Cisse atilincaya kadar olan bolumde Besiktas en az Fenerbahce kadar gol pozisyonuna girmisti. Gokhan Zan ve Ibrahim Toraman sik sik hucuma cikiyor, hatta Besiktas bu yuzden zaman zaman geride az adamla yakalaniyordu. Mustafa Denizli eger dedikleri gibi korkmus olsaydi, Besiktas oyunu kendi yarialaninda kabul eder, Fenerbahce'ye de bos alan birakmaz ve pozisyon vermezdi. Peki Besiktas gercek hucumculari kenarda otururken neden savunma oyunculariyla hucum etmeye calisiyordu? Gokhan Zan ve Ibrahim Toraman mi Besiktas'in gol umudu? Burada elestirilecek nokta, Denizli'nin kafasindaki oyun felsesfesi degil, oyuncu secimleri ve maca cikardigi hatali 11. Tello'nun olmadigi bir ortamda Holosko ve Bobo neden kenarda oturur, anlamak mumkun degil. Ozellikle bu tip deplasmanlar icin cok uygun bir oyuncu olan Holosko'nun, tam da agir Fenerbahce defansini parcalayacak futbolcuyken, ilk onbirde baslamamasi buyuk bir hataydi. Kim bilir, belki de Mustafa Hoca, maca degisik bir onbirle baslayarak rakibi sasirtmak, daha sonra da yapacagi kilit degisikliklerle maci koparip derbiye damgasini vurmak istemisti. Eger bu gerceklesseydi, ertesi gun herkes ondan soz edecekti. Ama evdeki hesap carsiya uymadi. Keske Denizli egosuna yenik dusmeyip Besiktas'in alistigi ideal 11'ini sahaya surseydi. Denizli'nin diger bir yanlisi, savunmada Sivok-Zapotocny ikilisini bozarak pimi cekilmis el bombasi Gokhan Zan'i Zapotocny ile birlikte oynatmasaydi. Daha sonra da Gokhan Zan'i oyunda tutup Zapotocny'i oyundan almasi, dogrusunu soylemek gerekirse beni sasirtti. Yine de mac 11-11 devam etseydi, Besiktas'in oyunu cevirebilecek goruntusu vardi. Cisse'nin gordugi kirmizi kart, butun simulasyonlarin iflas ettigi ve butun stratejilerin cope gittigi andi.
Simdi, Denizli'yi sevmeyenlere gun dogdu, hatta Denizli'nin "Icimizdeki Irlandalilar" lafi bile tozlu raflardan cikti, onumuze kondu. Hadi bakalim, doya doya carmiha gerin Mustafa Denizli'yi, bir hafta sureniz var...
No comments:
Post a Comment