Saturday, November 22, 2008

Derbi Nasıl Olmalı?


22 Kasım 2008 günü Bay Area camiasının “Big Game” diye tabir ettiği UC Berkeley-Stanford futbol (Amerikan) maçı oynandı. Bu maç benim gibi ilk defa Amerika'da bir spor müsabakası izlemiş birisi için oldukça şaşırtıcı ve hayranlık uyandırıcı bir tecrübeydi. Her ne kadar blogumuz futbol (normal) içerikli olsa da; bu derbide, ülkemiz spor hayatı ve özellikle de futbolu için önemli dersler olduğunu düşünüyorum.


Maç için sabah kahvaltıdan sonra daha önceden online aldığımız biletleri temin etmek için yola koyuluyoruz. Stat çevresinde büyük fakat sakin bir kalabalık. Kırmızı t-shirtlü konuk takımın taraftarları Berkeley taraftarları arasında oldukça rahat bir şekilde yürüyorlar. Arada tatlı sert atışmalar ve takışmalar olsa da 100 yıllık rekabete gölge düşürecek hiçbir hareket yok.


Biletimizi bir gişeden aldıktan sonra stada yöneliyoruz. Koltuğumuzu bulup oturuyoruz. Maçın başlamasından önce iki takımın amigo kızları dans ediyor. Bandoları marşlar çalıyor. Bandolar birbirlerine sataşıyor ama kesinlikle bir taşkınlık yok. Bu arada iki takım taraftarlarını birbirlerinden ve sahadan ayıran tel örgülerin olmadığını hatırlatmaya gerek yok sanırım.


İzlenimleri fazla uzatmaya gerek yok. Devre arasında da benzer gösteriler oluyor. Maç da sakin bir şekilde devam ediyor ve sonuçta da maçı Berkeley kazanıyor.


Bilenler bilir Amerikan futbolu topla oynanan bir spordan çok güreşe benzer. Bizim futbolumuzdan daha çok efor ve rakiple temas gerektirir. Yalnız tüm bu fiziksel mücadeleye rağmen sporcular arasında bir gerginlik olmaması şaşırtıcı. Bizde tribünü bir kenara koydum, genelde futbolcular birbirlerini yer.


Derbi terörünün burada yaşanmamasını acaba nasıl açıklayabiliriz? Bir sosyolog, psikolog ya da konuyla ilgili biz uzman değilim ama sağduyum bana bazı nedenler gösteriyor.


- Acaba bizde öncelikle futbolcuların saha içinde kavga etmesi önlense tribünlerin tansiyonu düşer mi? Bu soru üzerinde düşünmeye değer.

- Acaba bu Amerikalılar sporu sadece eğlenmek için mi takip ediyor yoksa bizdeki gibi ölüm kalım meselesi haline mi getiriyor? (Bu arada tribünler burada biraz fazla sıkıcı. Çarşı'ya selam ederim.)

-Tabi ki vazgeçilmez soru: eğitim seviyesi ve kişi başına düşen milli gelir aradaki farkta etkili mi? :p


Tüm bu soruların yanıtlarını bulmak herhalde çok zor değil. İşin uzmanları şu işi inceleyip bir aydınlığa kavuştursalar çok memnun olacağım çünkü hayranlığımın yanında bir de içimi bir burukluk kapladı; neden biz bu kadar olgun olamıyoruz diye.


Son olarak değinmek istediğim birkaç nokta daha var. İki üniversite takımının mücadelesi için yaklaşık yetmişbin kişinin toplanması gerçekten hayret uyandırıcı. Ülkemizde bırakın üniversite takımlarını, profosyonel yerel kulüplerimiz için bile seyirci bulma sıkıntısı var.


Amerikan milleti gerçekten eğlenmeyi biliyor. Bir maç izlemeye gidiyorsunuz fakat maçın dışında bando gösterileri, amigo kızların dansları ve sponsor firmaların etkinlikleri gibi maçın yanına birçok da meze koyuyorlar.


ps: Yazıda imla hataları olabilir. Buradan birçok adı duyulmamış dili destekleyen fakat Türkçe sözlüğü olmayan Open Office üreticisi Sun Microsystems'ı da kınıyorum :D




3 comments:

  1. Boylesine sıkıcı rekabettense, ulkemizdeki kavgali gurultulu gergin ve heyecanli derbileri tercih ederim. Bu adamlarda ruh yok...

    ReplyDelete
  2. haklisin valla, bir de bizim tezahuratlarin artik macla da hicbir ilgisi kalmadi. adamlar kendi kendilerine bagiriyorlar, ondan sonra capulcular muhtesem taraftar oluyor.. olacak is degil!

    ReplyDelete